Bahadır Akpolat Yazısı

BURAK BULUT

DOKUNMAK SEVGİNİN NERESİNDE?

Yayınlama Tarihi: 27.03.2024 12:10:06


DOKUNMAK SEVGİNİN NERESİNDE?

Bir gergedan düşünün.

Savanın ortasında, anne rahminden çıktıktan sadece birkaç dakika sonra yürüyüp sürüye katılabiliyor.

Çok kısa zamanda temel ihtiyaçlarını gidermeyi öğrenebiliyor. Fil yavrusu, dünyaya geldikten hemen

sonra ayağa kalkıp yürüyebiliyor. Ne ayakta durmasını ona öğreten birisi var ne de nasıl yürümesi

gerektiğini anlatan. Tamam, bunu yapabilmelerinin tanımlanabilir evrimsel bir sebebi olduğunu

biliyoruz. Ancak yine de doğar doğmaz bir hareketlilik var, yaşam mücadelesi var!

Peki ya insan bebekleri?

Anne bakımı olmayan bir bebeğin bir günden fazla yaşaması pek olası değil. Doğumdan sonraki birkaç

saati bırakın üç aya kadar kafalarını dik tutmayı bile beceremiyorlar. Acemice bir yer değiştirme

hareketi için bile yaklaşık iki aylık bir süre geçmesi gerekiyor. Destek alarak ayağa kalkmaları sekiz

dokuz ayı bulabiliyor. Yürümeleri de on iki aydan sonra gerçekleşiyor!

Hadi yürüdü diyelim. Her şey yürümeyle bitiyor mu peki? Kendi başlarına yemek yemeleri iki yaşını

bulabiliyor. Tuvalet eğitimi daha tam oturmadı bile. Derdimizi anlatabilme, sosyal ilişkilerimizi düzene

sokma, hayata atılma derken seneler geçiyor. Bakım verenimizin destekleriyle bir yerlere geliyoruz.

Çoğunlukla fiziksel yardımlarından söz ettik. Bakım veren yürümemize yardımcı oluyor, bizi besliyor,

tuvalet ihtiyacımızı öğretiyor vb. bu kadar mı? Annenizi düşünün. Temel ihtiyaçlarınızı giderdikten

sonra ne yaptı? Sizi sevdi, bağrına bastı, öptü, kokladı. Eğer bunları yaptıysa çok şanslısınız demektir.

Çünkü 20. yüzyılın ilk yarısında birçok psikolog bebeğe sevgi göstermenin, gerçek bir amaca hizmet

etmeyen hissi bir jest olduğuna inanıyordu O dönemin batı ebeveynlik anlayışına göre bebeğe fazla

dokunmanın gelişimini bozacağına dair bir inanç vardı. Öyle ki dönemin popüler davranışçı

psikologlarından olan John B. Watson şöyle diyordu: “Çocuklarınızı asla öpmeyin ve onlara sarılmayın.

Kesinlikle kucağınıza almayın. Eğer zorundaysanız bir kez alnından öperek iyi geceler dileyin. Sabahları

sadece tokalaşmayı tercih edin.” (1)

Peki, bu inanç doğru muydu?

Harry Harlow’a göre tamamen hatalıydı. Gelişimde annenin rolü sadece bebeği beslemek olamazdı.

Anne ile bebek arasında ki bağ bundan daha öte olmalıydı. Ancak elinde bunu kanıtlayacak herhangi

bir bulgu yoktu.6

MAYMUN EVİ

Harlow annenin sadece besin sağlayıcı olmadığını kanıtlamak için bir deney yapmaya karar verdi.

Aslında Harlow 1930’lu yıllarından itibaren biliş, hafıza ve öğrenme ile ilgili maymun deneyleri

yürütmeye başlamıştı bile. Bir hayvanat bahçesinden edindiği maymunlara uyguladığı deneylerle

maymunların nasıl öğrendiğini bulmaya çalışıyordu. Fakat hayvanat bahçesinden edindiği yavrular bir

zaman sonra yeterli gelmemeye başlayacaktı. Öğrenmeyi daha detaylı araştırması için yeni doğan

maymunlara ihtiyacı vardı. Bu sebepten dolayı laboratuvarını bir maymun evine dönüştürdü ve kendi

maymun yavruları üzerinde çalışmaya başladı. Burada ürettiği maymunlar ebeveynleriyle

görüşmüyorlar ve kendi başlarına büyüyorlardı. Ortamda ebeveyn bulunmamasına karşı maymunların


sağlıklı bir şekilde büyümelerine yardımcı olmak adına Harlow ve iş arkadaşları annelik görevini (vekil

anne) üstlendiler.


Ancak ne kadar ilgilenirlerse ilgilensinler, annesiz yetişen yavru maymunların, anneleriyle büyüyen

yavru maymunlara nazaran psikolojik ve sosyal olarak çok farklı olduklarını fark ettiler. Annesiz

büyüyen maymunlar içe kapanık, sosyal becerilerden yoksun, korku dolu ve saldırgandılar. Harlow’un

gözüne çarpan bir detay daha vardı. Yavru maymunlar bebek bezlerine çok düşkündüler. Harlow bu

düşkünlüğü kafasında durmadan dolaşan sorulara yanıt bulmak için kullanacaktı. Maymunların bebek

bezlerine olan düşkünlüğünü konfor alanı, sıcaklık, sevgi, rahatlık gibi faktörlerle bağlantılı olacağını

düşündü. Bunun üzerine Harlow bağlanma üzerine çalışmaya başladı.

MAYMUN DENEYLERİ BAŞLIYOR

Harlow 1971 senesine geldiğinde bakım verenin sadece besin kaynağı olmadığını kanıtlamak için

deneylere başlamıştı. Öncelikle iki tane vekil anne oluşturdu. Vekil annelerden birisi telden diğeri ise

pamuktandı. Harlow iki deney ortamı oluşturdu. Birinci ortamda iki vekil anneden telle kaplı annenin

üzerinde biberon ve içinde maymunların sevdiği besin vardı. Pamuk kaplı diğer vekil annede ise

biberon yoktu. İkinci ortamda ise hem telle kaplı hem de pamuk kaplı her iki vekil annede biberon

vardı. Her şey hazırdı artık ve soru çok basitti: Yavrular besin ihtiyacını karşılayan anneyle mi yoksa

yumuşaklığını hissettikleri anneyle mi bağ kuracaklardı?


Deneyin sonunda maymunlar her iki deney ortamında da pamuk kaplı anneyi tercih ettiler. Pamuk

kaplı annenin üzerinde biberon varken onu tercih etmeleri zaten beklenen bir durumdu; ancak

sadece tel annede biberon varken de maymunların pamuk kaplı anneyi tercih etmeleri dönemin

genel görüşüne çok aykırıydı. Maymunlar sadece karınları acıktığında tel kaplı annenin üzerindeki

biberondan karınlarını doyuruyordu. Sonrasında hemen yumuşak olan anneye geri dönüyorlardı.

Tekrar deneylerinde de sonuç değişmedi. Yavrular yeni bir ortama pamuk anneyle beraber

bırakıldığında onu yuva olarak görüyorlar, sarılıyorlar ve sonrasında etrafı keşfe çıkıyorlardı. Pamuk

anne ortamda olmadığı zaman ise çok koruyorlar, parmaklarını emmeye başlıyorlardı.


Bu sonuçlar o dönemde çoğu psikoloğun savunduğu görüşü çürütecek bir sav ortaya çıkarmıştı. Bebek

maymunlar annelerine besin sağladıkları için değil, sıcaklık ve huzur için bağlanıyordu!

SEVGİ HER ŞEY DEMEK

Dönemin psikologları bebeklere sevgiyle yaklaşmanın, dokunmanın çokta yararlı olmayacağını

söylüyordu. Harlow’un deneyleri ise sevginin ve dokunmanın çocukluk gelişiminde çok önemli bir

yere sahip olduğunu reddedilemez kanıtlarla sunmuştu. Annenin bebeği ile kurduğu bağın, bebeğin

psikolojik gelişiminde oldukça önemli ve kritik olduğu anlaşılmıştı.

Bilime sağladığı katkı her ne kadar çok olsa da Harlow yaptığı deneyler yüzünden birçok insan

tarafından eleştirilmektedir. Deneydeki maymunlar anne sevgisinden yoksun bırakılmış ve bu durum

potansiyel olarak şu anda “panik bozukluk” olarak bilinen duruma yol açmıştır. Bir canlıya işkence

seviyesinde yapılan bu deneyler bilim camiasında çok yankı uyandırmıştı. Gelen tepkiler karşısında

“Bir maymunu nasıl sevebilirsiniz ki?” cevabını veren Harlow, bu cevapla tepkilerin büyümesine ve

bazı etik kısıtlamaların getirilmesine sebep olmuştur.

Harlow yaşamış olduğu dönemin düşünüşüne aykırı birkaç soru sordu. Doğadan aldığı cevaplar

insanlığın kendine olan bakışını değiştirmesine yardımcı oldu. Yakın kuzenimiz olan hayvanlara

bakarak insanlıkla, dünyayla alakalı bazı sorulara cevaplar buldu. Nitekim ulaştığı sonuçlar şefkat ve

sevgi üzerine birçok şeyi tanımladı. Sevginin ve şefkatin peşinden giderken, zalimliğin pençesine

düştü. Harlow’un şefkat teriminden uzak, saf sevgiyle kalın.


Kaynakça ve İleri Okuma

https://www.egitimpedia.com/egitimpedia-yazari-recep-karatas-cocuklarda-dokunsal-sevgi-ihtiyaci

(kaynakça) (1)

https://www.psychologicalscience.org/publications/observer/obsonline/harlows-classic-studies-

revealed-the-importance-of-maternal-contact.html (kaynakça)

https://en.wikipedia.org/wiki/Harry_Harlow#Monkey_studies (kaynakça)

https://www.ncbi.nlm.nih.gov/pmc/articles/PMC285801/ (kaynakça)

https://psycnet.apa.org/record/1960-02805-001

https://link.springer.com/article/10.1007/s12124-008-9079-2

https://en.wikipedia.org/wiki/Harry_Harlow

https://www.verywellmind.com/harry-harlow-and-the-nature-of-love-2795255


129

BURAK BULUT

YAZARIN DİĞER YAZILARI
> DOKUNMAK SEVGİNİN NERESİNDE? 27.03.2024 12:10:06
> NELER NELER KAYBETMEDİK Kİ! 27.03.2024 12:09:20
Yorumlar
Yorum yapabilmeniz için önce sisteme Giriş yapmalısınız.

Yazarlar

Hande Balcı
AV. BURAK SALDIROĞLU

>

Hande Balcı
BURAK BULUT

> NELER NELER KAYBETMEDİK Kİ!

Hande Balcı
BUSE YILDIRIM

> MÜZELER VE KANALLAR CENNETİ AMSTERDAM

Hande Balcı
CAFER USLU

> KİMİN VEKİLİ?

Hande Balcı
CANER GÜLER

> DÜŞÜNME ENGELLİLER İÇİN HABER BÜLTENİ

Hande Balcı
EMRAH SAĞLAMCI

> YAŞAM VE GETİRDİKLERİ

Hande Balcı
ENGİN KARKUŞ

> TEOMAN’DAN ‘YİNE’ BİR SON ALBÜM

Hande Balcı
Fatih Dalgıç

> YENİ BİR BAŞLANGIÇ

Hande Balcı
GÖKSEL BEKMEZCİ

> KARANLIĞI AÇIK UNUTMAK

Hande Balcı
GÜNGÖR DİNÇ

>

Hande Balcı
HANDE BALCAN

> “DÜŞÜNCE ÖZGÜRLÜĞÜ İÇİN NE YAPTIN”

Hande Balcı
MEHMET ONUR KAYA

> YÖNETMEN SİNEMASINDAN YÖNETMENLİK HİZMETİNE GEÇİŞ…

Hande Balcı
ÖZGE ÖKTEN

> DELİRMEYE YELTENMEK

Hande Balcı
SAMET GÜZEL

>

Hande Balcı
SEMA FENER

> STANLEY KUBRICK

Hande Balcı
SEVGİ ATAŞ

> RÜYA

Hande Balcı
TUANNA GÜZEL

> YAĞMUR YAĞINCA

İLETİŞİM

Hacıilbey Mahallesi Ali Hikmet Paşa Caddesi No:27/B ALTIEYLÜL/BALIKESİR

0545 385 45 22

[email protected]

Sosyal Medya

© 2024 | Tüm Hakları Saklıdır. Copyright 2024

Sitemizde yayınlanan haberlerin telif hakları ilgili gazete ve haber kaynaklarına aittir. İzin alınmadan, kaynak gösterilerek dahi iktibas edilemez.

Site tasarımı Centeron Soft Yazılım Bilişim Tic. Ltd. Şti. tarafından yapılmıştır.